Müzik Terapisi Nedir?

Müzik terapisi, eğitimli bir müzik terapisti tarafından klinik ve kanıt temelli müzik müdahalelerinin kullanıldığı bir sağlık profesyonelliğidir. Müziğin terapi olarak kullanılması, sadece müzik dinlemek değil, aktif müzik yapma, şarkı söyleme, doğaçlama ve müzikle hareket etmeyi de içeren sistematik bir süreçtir. Siz bu terapide, müziğin duygusal, fiziksel, bilişsel ve sosyal ihtiyaçlarınızı karşılamak için nasıl kullanılabileceğini keşfedersiniz.

Müzik terapi, sanat terapisi kategorisi içinde yer alır ve psikolojik, fizyolojik ve sosyal hedeflere ulaşmak için tasarlanmıştır. Terapötik müzik uygulamaları, beyninizin müziğe verdiği benzersiz tepkileri kullanarak iyileşmeyi destekler. Araştırmalar, müziğin dopamin salınımını artırdığını, stres hormonlarını azalttığını ve nöral bağlantıları güçlendirdiğini göstermektedir.

Müzik terapisinin temel amacı, bireyin fiziksel, duygusal, bilişsel ve sosyal işlevselliğini geliştirmektir. Duygusal düzenleme, stres azaltma, iletişim becerilerini geliştirme, hafıza ve dikkat kapasitesini artırma, ağrı yönetimi ve motor becerileri geliştirme başlıca hedefler arasındadır.

Müzik terapisi, sadece belirtileri azaltmakla kalmaz, aynı zamanda kişinin yaşam kalitesini artırır, öz güvenini güçlendirir ve sosyal bağlantılar kurmasını destekler. Özellikle otizm, demans, travma sonrası stres bozukluğu gibi durumlarda müzik, sözel terapilerin ulaşamadığı alanlara erişim sağlar. Müzik terapisinin amacı, her bireyin kendine özgü ihtiyaçlarına göre şekillendirilir.

Müzik terapisinin bilimsel olarak kanıtlanmış birçok faydası vardır. Anksiyete ve stres seviyelerini önemli ölçüde azaltır, depresyon semptomlarını hafifletir ve uyku kalitesini iyileştirir. Rahatlatıcı müzik, kalp atış hızını ve kan basıncını düşürerek fizyolojik rahatlama sağlar.

Nörolojik açıdan, müzik terapi nöroplastisite destekler, yani beynin yeni bağlantılar kurma ve kendini yenileme yeteneğini güçlendirir. Demans hastalarında hafıza ve bilişsel fonksiyonları korumaya yardımcı olur. Otizm spektrum bozukluğu olan çocuklarda iletişim ve sosyal etkileşim becerilerini geliştirir. Travma yaşamış bireylerde, bilateral müzik teknikleriyle travmatik anıların işlenmesini kolaylaştırır. Bağımlılık tedavisinde, sakinleştirici etkisiyle yoksunluk semptomlarını azaltır.

Müzik terapisi, farklı teorik yaklaşımlara dayalı çeşitli türlerde uygulanır. Analitik Müzik Terapisi, psikanalitik temellere dayanır ve müziği bilinç dışı içerikleri keşfetmek için kullanır. Benenzon Müzik Terapisi, bireyin müzikal kimliğini merkeze alır. Bilişsel Davranışçı Müzik Terapisi, düşünce ve davranış değişikliğini hedefler.

Bonny'nin Rehberli İmgelem ve Müzik Terapisi, klasik müzik eşliğinde derin psikolojik keşifleri destekler. Nordoff-Robins Müzik Terapisi, yaratıcı müzik yapımına odaklanır. Nörolojik Müzik Terapisi, beyin hasarı sonrası rehabilitasyonda kullanılır. Her yaklaşım, farklı hedef kitleler ve sorunlar için özelleştirilmiştir.

Analitik Müzik Terapisi, Mary Priestley tarafından geliştirilmiş, psikanalitik prensiplere dayanan bir yaklaşımdır. Bu yöntemde müzik, bilinç dışı düşünceleri ve duyguları yüzeye çıkarmak için kullanılır. Danışan ve terapist birlikte doğaçlama müzik yaparlar ve bu süreçte ortaya çıkan temalar analiz edilir.

Müzikal doğaçlama sırasında, danışan bastırılmış duygularını, çatışmalarını ve iç dünyasını sembolik olarak ifade eder. Terapist, müzikal diyalog yoluyla danışanın deneyimlerini yansıtır ve içgörü kazanmasını destekler. Analitik Müzik Terapisi, genellikle uzun süreli bir süreçtir ve derin psikolojik değişimleri hedefler.

Benenzon Müzik Terapisi, Arjantinli psikiyatrist Rolando Benenzon tarafından geliştirilmiş bir yaklaşımdır. Bu model, her bireyin ISO (Kimlik Sesi Objesi) olarak adlandırılan benzersiz bir müzikal kimliğe sahip olduğu fikrine dayanır. ISO, kişinin geçmiş deneyimlerinden, kültüründen ve duygusal durumundan etkilenir.

Terapist, danışanın ISO'sunu keşfeder ve bu müzikal kimlikle uyumlu müzik müdahaleleri tasarlar. Özellikle otizm, şizofreni ve iletişim bozuklukları olan bireylerle çalışmada etkilidir. Benenzon yaklaşımı, müziği bir köprü olarak kullanarak, danışanın iç dünyasına erişim sağlar.

Bilişsel Davranışçı Müzik Terapisi, bilişsel davranışçı terapinin prensiplerini müzik müdahaleleriyle birleştirir. Bu yaklaşımda müzik, olumsuz düşünce kalıplarını değiştirmek, başa çıkma stratejileri geliştirmek ve davranış değişikliğini desteklemek için kullanılır.

Örneğin, anksiyete yaşayan bir danışan için, rahatlatıcı müzik dinleme ile gevşeme teknikleri birleştirilir. Şarkı sözü analizi yoluyla bilişsel yeniden yapılandırma yapılır. Davranışsal aktivasyon için müzikle desteklenen aktiviteler tasarlanır. Bu yaklaşım, genellikle kısa süreli ve hedef odaklıdır, depresyon ve anksiyete bozukluklarında özellikle etkilidir.

Bonny'nin Rehberli İmgelem ve Müzik Terapisi, Helen Bonny tarafından geliştirilmiş, klasik müzik eşliğinde derin psikolojik keşifleri destekleyen bir yöntemdir. Danışan, rahatlatıcı bir ortamda, özenle seçilmiş klasik müzik programlarını dinlerken rehberli imgeleme yoluyla iç dünyasını keşfeder.

Bu yöntem, bilinçaltı içeriklere erişim sağlar, travmatik anıları işler ve kişisel büyümeyi destekler. Özellikle travma sonrası stres bozukluğu, varoluşsal krizler ve kişisel gelişim amaçlı kullanılır. Seanslar genellikle 60-90 dakika sürer ve derin duygusal deneyimler yaşanır.

Nordoff-Robins Müzik Terapisi, Paul Nordoff ve Clive Robbins tarafından geliştirilmiş, yaratıcı müzik yapımına odaklanan bir yaklaşımdır. Bu yöntem, her bireyin müzikal potansiyele sahip olduğu ve müzik aracılığıyla iletişim kurabildiği inancına dayanır.

Terapist, danışanla birlikte piyano, davul, gitar gibi enstrümanlarla doğaçlama müzik yapar. Özellikle otizm, gelişimsel gecikmeler ve iletişim zorlukları olan çocuklarla çalışmada etkilidir. Nordoff-Robins yaklaşımı, danışanın müzikal tepkilerini gözlemler ve bu tepkilere dayalı olarak terapötik müzikal diyalog geliştirir.

Nörolojik Müzik Terapisi, beyin hasarı veya nörolojik hastalıklar sonucu etkilenen motor, konuşma ve bilişsel fonksiyonları rehabilite etmek için kullanılan bilimsel bir yaklaşımdır. Müziğin beynin çeşitli alanlarını aktive etme özelliğinden yararlanılır.

İnme sonrası yürüme güçlüğü olan hastalarda, ritmik işitsel uyarılama ile yürüme paternleri iyileştirilir. Konuşma bozukluklarında, melodik entonasyon terapisi ile dil üretimi desteklenir. Parkinson hastalığında, ritmik müzikle motor kontrol geliştirilir. Demans hastalarında, tanıdık müziklerle hafıza uyarılır. Nörolojik müzik terapisi, kanıt temelli protokollere dayalı, özel eğitim gerektirir.

Müzik terapisi uygulaması, sistematik bir değerlendirme ile başlar. Terapist, danışanın müzikal geçmişini, tercihlerini, hedeflerini ve sağlık durumunu değerlendirir. Bireyselleştirilmiş tedavi planı oluşturulur ve uygun müzik müdahaleleri seçilir.

Seanslar, aktif müzik yapma (enstrüman çalma, şarkı söyleme, doğaçlama) veya reseptif (müzik dinleme, müzikle gevşeme) müdahaleler içerebilir. Danışanın tepkileri sürekli gözlemlenir ve tedavi planı gerektiğinde ayarlanır. Seanslar genellikle haftada bir, 30-60 dakika sürer. Grup müzik terapisi ya da bireysel seanslar şeklinde uygulanabilir. İlerleme düzenli olarak değerlendirilir.

Online müzik terapisi, video konferans platformları üzerinden gerçekleştirilen etkili bir alternatiftir. Danışan ve terapist, evlerinin konforunda, coğrafi sınırlamalar olmadan çalışabilirler. Teknoloji, müzik paylaşımı, canlı doğaçlama ve etkileşimli aktiviteleri mümkün kılar.

Reseptif teknikler (müzik dinleme, rehberli imgeleme) online ortamda kolaylıkla uygulanabilir. Şarkı sözü analizi, müzikle gevşeme ve nefes çalışmaları da etkilidir. Aktif müzik yapma için, danışanın evinde basit enstrümanlar (ritim çubukları, küçük davul) bulunması önerilir. Online müzik terapisi, pandemi döneminde yaygınlaşmış ve birçok danışan için erişilebilir bir seçenek olmuştur.

Müzik terapisi teknikleri, aktif ve reseptif olmak üzere iki ana kategoride toplanır. Doğaçlama tekniği, danışanın enstrümanlarla veya sesle spontan müzik yapmasını içerir. Yeniden yaratma ve kompozisyon tekniği, var olan şarkıları çalmayı veya yeni müzikler yaratmayı kapsar.

Reseptif teknikler, müzik dinleme, müzikle rehberli imgeleme ve müzikle gevşeme içerir. Şarkı sözü tartışması, duyguları keşfetmek için kullanılır. Müzikle hareket, dans ve müzik terapisi unsurlarını birleştirir. Bilateral müzik, EMDR terapisine benzer şekilde, travma işleme için sol-sağ beyin hemisferlerini uyarır. Her teknik, danışanın ihtiyaçlarına göre özelleştirilir.

Doğaçlama tekniği, müzik terapisinin en yaratıcı ve spontan yöntemidir. Danışan, müzikal deneyimi olmasa bile, davul, bateri, gitar, piyano veya basit ritim enstrümanlarıyla özgürce müzik yapar. Bu süreçte notalar veya kurallar yoktur, sadece anın akışı vardır.

Terapist, danışanın müzikal ifadesine eşlik eder ve müzikal diyalog yaratır. Doğaçlama sırasında ortaya çıkan duygular, ritmik desenler ve melodik temalar, danışanın iç dünyası hakkında değerli bilgiler sunar. Bu teknik, duygusal katarsis sağlar, yaratıcılığı artırır ve kendini ifade etmeyi kolaylaştırır. Özellikle travma ve iletişim zorlukları yaşayan bireylerde etkilidir.

Yeniden yaratma tekniği, danışanın sevdiği şarkıları çalmasını, söylemesini veya yeniden yorumlamasını içerir. Bu süreç, başarı duygusu, özgüven artışı ve müzikal becerilerin geliştirilmesini sağlar. Şarkı seçimi, danışanın duygusal durumu ve terapötik hedeflerle uyumlu olmalıdır.

Kompozisyon tekniği ise danışanın kendi orijinal şarkılarını veya müziklerini yaratmasını içerir. Şarkı sözü yazma, danışanın hikayesini anlatması, duygularını ifade etmesi ve anlamlandırması için güçlü bir araçtır. Bu teknik, özellikle ergenler, bağımlılık tedavisi alan bireyler ve travma yaşamış kişilerde kullanılır. Yaratılan müzik, danışanın terapötik yolculuğunun somut bir ürünü olur.

Reseptif müzik terapisi, danışanın aktif müzik yapmak yerine, özenle seçilmiş müzikleri dinlemesini içerir. Bu teknik, derin rahatlama, duygusal işleme ve bilinçaltı keşifleri için kullanılır. Rahatlatıcı müzik, stres hormonlarını azaltır, kalp atış hızını düşürür ve derin bir sakinlik hâli sağlar.

Müzikle rehberli imgeleme, danışanın müzik dinlerken zihinsel imgeler yaratmasını ve bunları keşfetmesini içerir. Bu yöntem, travma işleme, anksiyete azaltma ve kişisel içgörü kazanmada etkilidir. Şarkı sözü dinleme ve tartışma, duyguları tanımlamak ve anlamlandırmak için kullanılır. Reseptif teknikler, tüm yaş gruplarına ve çeşitli tanılara uygulanabilir.

Müzik terapisinde kullanılan müzikler, danışanın tercihleri, kültürel geçmişi ve terapötik hedeflere göre seçilir. Klasik müzik, özellikle Barok dönemi eserleri (Bach, Vivaldi), rahatlama ve konsantrasyon artışı için kullanılır. Doğa sesleriyle birleştirilmiş ambient müzik, derin gevşeme sağlar.

Kültürel müzikler (Türk sanat müziği, halk müziği), danışanın kimliği ve anılarıyla bağlantı kurar. Modern pop, rock ve caz müzikleri, gençlerle çalışırken motivasyon artırır. Bilateral müzik, sol ve sağ kulakta farklı frekanslarda ses üreterek beyin hemisferlerini dengeler. Sakinleştirici uyku müzikleri, uykusuzluk ve uyku bozukluklarında kullanılır. Hiçbir müzik türü diğerinden üstün değildir; en önemlisi danışan için anlamlı olan müziktir.

Müzik terapisi, geniş bir yelpazede bireyler ve durumlar için uygulanabilir. Yenidoğan bebeklerden yaşlılara kadar her yaş grubuna uyarlanabilir. Pediatrik müzik terapisi, erken çocukluk dönemindeki gelişimsel zorlukları destekler. Çocuklara müzik terapisi, otizm, DEHB ve davranış problemlerinde etkilidir.

Gençler için müzik terapisi, kimlik oluşumu, sosyal beceriler ve duygusal düzenleme alanlarında destek sağlar. Yetişkinlere anksiyete, depresyon, travma ve bağımlılık tedavisinde uygulanır. Hamilelere doğum öncesi hazırlık ve stres azaltma için kullanılır. Yaşlılara demans, Parkinson ve sosyal izolasyon durumlarında faydalıdır. Grup müzik terapisi, sosyal bağlantıları güçlendirir.

Çocuklara müzik terapisi uygulanırken, oyun ve yaratıcılık merkeze alınır. Renkli enstrümanlar, eğlenceli şarkılar ve müzikle hareket aktiviteleri kullanılır. Otizmli çocuklar için, müzik sosyal etkileşim ve iletişim becerileri için bir köprü oluşturur. Müzikli oyunlar, göz teması ve sıra bekleme gibi sosyal becerileri öğretir.

Ergenlere ise kimlik gelişimi ve duygusal ifadeye odaklanan müdahaleler sunulur. Şarkı yazma, rap yapma ve kendi müziklerini yaratma, ergenlerin kendilerini ifade etmelerini kolaylaştırır. Grup müzik terapisi, akran desteği ve sosyal aidiyeti güçlendirir. Gençler için müzik terapisi, öfke yönetimi, anksiyete azaltma ve öz güven artışında etkilidir.

Yetişkinlere müzik terapisi, genellikle daha yapılandırılmış ve içgörü odaklıdır. Şarkı sözü analizi, yaşam deneyimleriyle bağlantı kurarak duygusal farkındalık artırır. Doğaçlama müzik, bastırılmış duyguların güvenli bir şekilde ifade edilmesini sağlar.

Stres yönetimi için, rehberli müzik dinleme ve nefes çalışmaları birleştirilir. Travma tedavisinde, bilateral müzik ve EMDR müzik terapisi teknikleri kullanılır. Bağımlılık tedavisinde, müzik terapi sakinleştirici etkisiyle yoksunluk semptomlarını azaltır ve sağlıklı başa çıkma mekanizmaları geliştirir. Kronik ağrı yönetiminde, rahatlatıcı müzik ağrı algısını azaltır.

Hamilelere müzik terapisi, doğum öncesi stres azaltma, anne-bebek bağının güçlendirilmesi ve doğuma hazırlık amaçlarıyla uygulanır. Rahatlatıcı müzik, hamilelik dönemindeki anksiyeteyi azaltır ve uyku kalitesini iyileştirir. Müzikle nefes çalışmaları, doğum sırasında kullanılabilecek rahatlama teknikleri öğretir.

Bebek için müzik dinleme, anne-bebek arasında erken bağ oluşturur. Araştırmalar, hamilelik döneminde düzenli müzik dinlemenin bebeğin duygusal gelişimini olumlu etkilediğini göstermektedir. Yenidoğan müzik terapisi, erken doğan bebeklerde gelişimi destekler. Grup müzik terapisi seansları, diğer hamilelerle sosyal destek ağı oluşturur.

Yaşlılara müzik terapisi, hafıza uyarılması, sosyal bağlantı ve yaşam kalitesini artırma amaçlarıyla uygulanır. Demans hastaları için, gençlik dönemlerinden tanıdık şarkılar anıları canlandırır ve bilişsel fonksiyonları uyarır. Müziğin hafıza üzerindeki etkisi, demans ilerlemesini yavaşlatmaya yardımcı olabilir.

Parkinson hastalarında, ritmik müzik yürüme ve motor kontrol için işitsel ipuçları sağlar. Yaşlılık evlerinde grup şarkı söyleme seansları, sosyal izolasyonu azaltır ve topluluk duygusu yaratır. Müzikle reminisans (anıları hatırlama) çalışmaları, yaşlıların geçmiş deneyimlerini değerlendirmelerine ve yaşamlarına anlam katmalarına yardımcı olur. Ağrı yönetimi için rahatlatıcı müzik kullanılır.

Anksiyete bozukluğu tedavisinde müzik terapisi oldukça etkilidir. Sakinleştirici müzik, sempatik sinir sistemini yatıştırır ve parasempatik sistemi aktive ederek fizyolojik rahatlama sağlar. Müzikle rehberli nefes çalışmaları, kaygı atakları sırasında kullanılabilecek pratik stratejiler öğretir.

Bilateral müzik, sol ve sağ beyin hemisferlerini dengeleyerek duygusal düzenlemeyi destekler. Rahatlatıcı piyano müziği veya doğa sesleri, günlük stres yönetimi için kullanılabilir. Grup müzik terapisi, sosyal anksiyetenin azaltılmasında ve güvenli sosyal ortamlarda pratik yapma fırsatı sunar. Danışanlar, kendi rahatlatıcı müzik listeleri oluşturarak günlük yaşamda anksiyete yönetimi becerilerini güçlendirirler.

Bağımlılık tedavisinde müzik terapisi, yoksunluk semptomlarını azaltma, duygusal düzenleme ve sağlıklı başa çıkma mekanizmaları geliştirmede kullanılır. Müzik, madde kullanımının yerine geçebilecek pozitif bir ödül kaynağı sunar ve dopamin salınımını doğal yollarla artırır.

Şarkı yazma ve kompozisyon, bağımlılık hikayesini anlatma ve iyileşme yolculuğunu belgeleme fırsatı verir. Grup müzik terapisi, akran desteği ve topluluk aidiyeti yaratır. Davul çalma ve doğaçlama, öfke ve hayal kırıklığı gibi zor duyguları sağlıklı şekilde ifade etmeyi öğretir. Rahatlatıcı müzik, tetikleyici durumlarla başa çıkmada ve relaps önlemede kullanılır.

Depresyon tedavisinde müzik terapisi, ruh halini iyileştirme, motivasyon artışı ve sosyal izolasyonu azaltma amaçlarıyla kullanılır. Aktif müzik yapma, depresyonun karakteristiği olan hareketsizliği kırarak davranışsal aktivasyon sağlar. Enerjik müzikler, letarjiyi azaltır ve hareket etmeye teşvik eder.

Şarkı sözü analizi, olumsuz düşünce kalıplarını tanımaya ve alternatif perspektifler geliştirmeye yardımcı olur. Grup müzik terapisi, sosyal bağlantıları güçlendirir ve yalnızlık hissini azaltır. Melodik enstrümanlar (gitar, piyano) çalma, başarı duygusu ve özgüven artışı sağlar. Müzik terapisi, antidepresanlarla kombine edildiğinde tedavi etkinliğini artırır.

Panik atak tedavisinde müzik terapisi, atakları önleme ve atak sırasında rahatlama teknikleri öğretmede kullanılır. Yavaş tempolu, sakinleştirici müzik kalp atış hızını düşürür ve solunum düzenler. Müzikle eşleştirilmiş derin nefes egzersizleri, panik belirtileri başladığında uygulanabilir.

Bilateral müzik teknikleri, panik sırasında aşırı aktif olan amigdalayı sakinleştirmeye yardımcı olur. Danışanlar, panik atak tetikleyicilerini tanımlamak ve bunlarla başa çıkmak için kişiselleştirilmiş müzik stratejileri geliştirir. Rehberli imgeleme ile rahatlatıcı müzik birleştirildiğinde, güvenli yer yaratma ve atak korkusunu azaltma sağlanır.

Şizofreni tedavisinde müzik terapisi, sosyal işlevselliği artırma, belirtileri azaltma ve yaşam kalitesini iyileştirmede destekleyici bir rol oynar. Yapılandırılmış müzik aktiviteleri, organizasyon ve planlama becerilerini geliştirir. Grup müzik terapisi, sosyal izolasyonu azaltır ve gerçeklik testini destekler.

Müzikal doğaçlama, duygusal ifadeyi kolaylaştırır ve iletişim becerilerini güçlendirir. Tanıdık şarkılar söyleme, hafızayı uyarır ve bilişsel fonksiyonları destekler. Müzik terapisi, antipsikotik ilaç tedavisine ek olarak uygulandığında pozitif ve negatif belirtilerde iyileşme gösterir. Terapi, şizofreni hastalarının topluma entegrasyonunu kolaylaştırır.

Travma sonrası stres bozukluğu tedavisinde müzik terapisi, travmatik anıların işlenmesi, duygusal düzenleme ve güvenlik duygusunun yeniden inşası için kullanılır. Bilateral müzik, EMDR terapisine benzer şekilde, sol-sağ beyin hemisferlerini uyararak travma işlemeyi kolaylaştırır.

Reseptif müzik terapisi, aşırı uyarılmış sinir sistemini sakinleştirir ve rahatlama sağlar. Doğaçlama ve kompozisyon, travma hikayesini sözsüz olarak anlatma fırsatı verir. Güvenli müzik deneyimleri, kontrol duygusunu geri kazandırır. Grup müzik terapisi, izolasyonu azaltır ve travma yaşamış diğer bireylerle bağlantı kurar. Müzik terapisi, özellikle konuşma terapisine dirençli travma vakalarında etkilidir.

Otizm spektrum bozukluğunda müzik terapisi, iletişim ve sosyal becerileri geliştirmede son derece etkilidir. Müzik, otizmli çocuklar için sözel dilden daha erişilebilir bir iletişim kanalı sunar. Ses ve müzik terapisi, göz teması, sıra bekleme ve ortak dikkat gibi sosyal becerileri öğretir.

Yapılandırılmış müzik aktiviteleri, rutinler ve tahmin edilebilirlik sağlayarak otizmli çocukların güvenlik duygusunu artırır. Ritmik müzik, motor koordinasyonu geliştirir. Şarkı söyleme, dil gelişimini destekler. Müzikal doğaçlama, duygusal ifade ve yaratıcılığı teşvik eder. Otizmde müzik terapisi, davranış problemlerini azaltır ve olumlu davranışları pekiştirir. Terapinin etkileri günlük yaşama genellenir.

Müzik terapisti, müzik ve terapi alanlarında özel eğitim almış, sertifikalı bir sağlık profesyonelidir. Müzik terapisti olmak için, öncelikle müzik terapisi veya ilgili bir alanda lisans eğitimi tamamlanmalıdır. Yüksek lisans düzeyinde müzik terapisi programları tercih edilir.

Müzik terapisti olma şartları: müzikal yeterlilik (en az bir enstrüman çalabilme, şarkı söyleme), psikoloji ve terapi bilgisi, klinik deneyim (süpervizyon altında pratik) ve sertifikasyon. Türkiye'de henüz standart bir müzik terapisti sertifikasyon sistemi yoktur ancak uluslararası sertifikalar (AMTA, EMTC) kabul görmektedir. Müzik terapisti, empati, yaratıcılık, sabır ve güçlü iletişim becerilerine sahip olmalıdır.